Dünyayı olduğu haliyle deneyimlemek,
gün ışığında yaşanan birliktelikler,
gezgin oluş ve neşe temaları ile
hafifleyebiliyor ancak.
Gündelik yaşam,
farklı dünyaları, farklı perspektifleri
bir arada var olmaya,
ilişkiye girmeye,
görünen gerçekliği inşa etmeye zorluyor.
Gün boyu kendimize uğramadan,
içimizi arayıp sormadan,
yaşayamadığımız aşkın
farkına bile varmadan
ulaşıyoruz günün sonuna.
Dışarıda gün batımı sıcak kırmızıya dönse de
içimizde yansıyan sonlanış maviye bürünüyor.
Hüzün renkleri koyulaştırıyor.
İşte yine günün karanlık yarısı başlıyor:
bir yalnız akşam daha…